DÜNYADAKİ TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİ UYGULAMALARI
Bilim ve teknolojiyi buluşturmayı hedefleyen teknoparklar ile ilgili ilk gelişmeler öncelikle ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya gibi bilim teknoloji alanında önde gelen ülkelerde başlamıştır. Dünyadaki ilk teknopark 1952 yılında ABD’de Kuzey California’da Stanford Üniversitesi’nin öncülüğünde kurulan Stanford Research Park olmuştur. Günümüz adıyla “Silikon Vadisi” olarak bilinen bu teknopark, dünyanın en çok tanınan teknoparkıdır. Bugün Google, Intel, Adobe Systems, Yahoo, VeriSign gibi yüzlerce küresel firma bu teknoparkta yer almaktadır. Bu parkın öncülüğünde, hem ABD, hem de tüm dünyada sanayinin yoğun olduğu bölgelerde birçok teknopark kurulmuştur.
1970’li yıllarda petrol fiyatlarında meydana gelen ani yükselmeler, bütün ülkelerde büyük maliyet artışlarına yol açmış ve bunun sonunda bütün sanayi dalında durgunluk ve üretimde azalma baş göstermiştir. 1970-1980 döneminde sanayideki durgunluğu ortadan kaldırmak amacıyla özellikle ABD ve Japonya gibi ülkelerde sanayi yeni Ar−Ge faaliyetlerine giderek, üniversiteler ve araştırma kurumlarıyla yakın bir işbirliği başlatmıştır. Yapılan bu karşılıklı işbirliği sonucunda; enformasyon teknolojileri ve yazılım, yeni malzemeler, biyoteknoloji, yeni enerji kaynakları, uzay teknolojileri, esnek imalat sistemleri, otomasyon ve robotik gibi alanlarda çok önemli ilerlemeler olmuş, yepyeni mallar ucuz fiyatlarla hem daha fonksiyonel hem de daha küçük hacimlerde üretilerek pazara sürülmüştür.
ABD ve Japonya’nın yanında Avrupa Topluluğu ülkeleri ile Doğu ve Güney Doğu Asya ülkeleri de 1980’li yıllarda benzer teknolojileri elde etmeye ve bunları kullanmaya büyük önem vermişlerdir.
UNDP, UNFSTD, UNIDO, ILO gibi uluslararası örgütlerin de katkılarıyla son yıllarda birçok gelişmekte olan ülkede teknopark projeleri uygulanmaya başlamıştır. Bu ülkeler arasında Çin, Hindistan, Şili, Meksika, Filipinler, Gabon, Nijerya, Zimbabwe ve Karayip Ülkeleri (Jamaika, Guyana, Barbados) sayılabilir.1